Emek Partisi: “Bu Türden Terör Eylemleri Hiçbir Gerekçeyle Meşru Gösterilemez ve Bu Halk Düşmanlığından Başka Anlama Gelmez”
Emek Partisi (EMEP), İstanbul İstiklal Caddesi’ndeki bombalı terör saldırısı ile ilgili “Bu türden terör eylemleri hiçbir gerekçeyle meşru gösterilemez ve bu halk düşmanlığından başka anlama gelmez. Emek demokrasi güçlerine düşen; halkı hedef alan terör saldırıları karşısında emek, barış, özgürlük ve demokrasi mücadelesini yükseltmektir” açıklamasını yaptı.
EMEP; dün İstanbul İstiklal Caddesi’ndeki bombalı terör saldırısı karşısında yazılı açıklama yaptı. Açıklama şöyle:
“Taksim’deki akında yakınlarını kaybeden ailelere başsağlığı, 81 yaralı yurttaşa da acil şifalar diliyoruz. Bu müthiş olay yalnızca hücum sırasında bölgede olanları değil bütün yurttaşları etkilemiştir, bu yüzden acı hepimize aittir. Ülkemizde sivilleri maksat alan kör terör hareketleri birinci sefer yaşanmıyor. Sonuçta şu yahut bu örgütün üstlendiği, bir kısmının failinin karanlıkta kaldığı taarruzların sonuçları bütün halkın gündelik ömrünü etkileyecek biçimde siyasetin dizaynıyla sonuçlandı. Taksim’deki patlamanın gerisinden yayın yasağının getirilmesi, internetin suratının düşürülmesi ve toplumsal medyaya müdahale edilmesi ve sonuç olarak halkın haber alamaz hale gelmesi olayın tesirinin boyutlarını katlamış ve kaos hissini derinleştirmiştir. İktidarın kimi olayları nasıl fırsata dönüştürdüğü hafızalarda çok taze olduğundan bu terör aksiyonu tasa ve tasayı artırmıştır.
2015 yılı boyunca, iki seçim periyodu ortasında ağırlaşan 1 Kasım seçimlerinden sonra da devam eden bombalı akınlar çok sayıda insanın vefatına yol açtı. 10 Ekim Barış mitingine yönelik canlı bomba saldırısından sonra anketlerde oylarının arttığını pişkinlikle açıklayan, artık muhalefet rolündeki, devrin Başbakanı da unutulmamıştır. Bu terör hareketi Endonezya’daki G-20 zirvesinden bir gün önce, İsveç ve Norveç’in NATO’ya girmesine terör tanımında uzlaşılamadığı için Türkiye ile görüşmelerin tıkandığı, iktidarın Suriye lideri Esat’la görüşmenin alenileşmesi için ortam yokladığı bir sırada ve nihayet seçimlere birkaç ay kalmışken yaşanması birebir telaşların duyulmasını tetiklemektedir. Bunlar öne çıkan başlıklardır ve kördüğüme dönmüş bir dizi bağ daha bunlara eklenebilir.
“BU HALK DÜŞMANLIĞINDAN BAŞKA ANLAMA GELMEZ”
Her terör saldırısının bedelini halk çok ağır ödemiştir. Emekçi ve işçilerin hak gayretinin önüne maniler çıkarılmış, medya baskısı artmış ve her olay daha fazla baskının uygulandığı bir denetim tabanının oluşturulmasına basamak yapılmıştır. Altını açıkça çiziyoruz: bu çeşitten terör hareketleri hiçbir münasebetle yasal gösterilemez ve bu halk düşmanlığından öbür manaya gelmez. Emek demokrasi güçlerine düşen; halkı maksat alan terör taarruzları karşısında emek, barış, özgürlük ve demokrasi uğraşını yükseltmektir. Halkın haber alma hakkı ve söz özgürlüğü için çaba de bu kapsamdadır.”
